Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal, İstanbul depremi üzerinde yapılan istatistiki çalışmaların olduğunu, 1999 depreminden sonraki 30 yıl içinde büyük depremin olma olasılığının yüzde 60- 65 olarak belirlendiğini ifade ederek, “Önümüzdeki 10 yıl içinde olması tabii ki mümkün, 10 yıla kalmayabilir, 10 yılı geçebilir de” diyerek meydana gelecek olan depremin 7’den büyük olabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Süleyman Pampal açıklamasında, Türkiye’nin coğrafi yapısı gereği yüzyıllardır depremler yaşadığını söyledi. Kuzey Anadolu Fay hattının güney kolunun çeşitli bölgelerinde 1953, 1964 ve 1999’da deprem olduğunu hatırlatan doktor, fay hattının Marmara’nın içine doğru kırıldığını belirtti. Marmara Fayı’nın ortalarında sismik boşluk oluştuğunu ve boşluğun henüz kırılmadığını aktaran Prof. Dr. Pampal, Kuzey Anadolu Fayı üzerinde meydana gelecek depremin ilk olarak Marmara açıklarında olacağını belirtti. Bu fay hattının Silivri açıklarında 7- 7.5 buçuk büyüklüğünde depreme neden olacağını ifade eden Prof. Dr. Pampal, “Deniz altında yapılan çalışmalarla bu fay iyi tanımlandı. Bu fayın bir özelliği daha var, hiç hareket etmiyor, kilitli bir fay. Yani deformasyon hiç olmuyor, yıllık hareketlerle daha fazla enerji birikiyor. O nedenle burada 7’nin üstünde bir deprem olması sürpriz olmayacaktır” dedi.
İstanbul depremi üzerinde yapılan istatistiki çalışmaların olduğunu belirten Prof. Dr. Pampal, 1999 depreminden sonraki 30 yıl içinde büyük depremin olma olasılığının yüzde 60-65 olarak belirlendiğini ifade etti. Prof. Dr. Pampal şu ifadelere yer verdi:
“1999’dan sonra 21 yıl geçti. Yüzde 65 olan ihtimal 70’e çıktı, 75’e çıktı 80’e çıkıyor. Yani yaklaşıyoruz. Önümüzdeki 10 yıl içinde olması tabi ki mümkün, 10 yıla kalmayabilir, 10 yılı geçebilir de. Ama dediğim gibi ilk olacak deprem Batı Marmara’da yani Marmara denizinin ortalarında bekleniyor”.
Kuzey Anadolu Fay hattındaki tek sismik boşluğun Orta Marmara’da olmadığını ifade eden Prof. Dr. Pampal, Erzincan ile Bingöl’ün Karlıova ilçesi arasında bulunan Yedisu Fayı’nda da sismik boşluğun bulunduğunu belirtti. Karlıova’da birkaç ay önce meydana gelen depremin uzmanları korkuttuğunu söyleyen Prof. Dr. Pampal, fay üzerinde özellikle Erzincan’a doğru kırılmamış bölgelerin olduğunu ve bu fayın 7’den büyük deprem yaratma potansiyelinin bulunduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Pampal, Elazığ-Sivrice depremini hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Elazığ, Sivrice, Pötürge arasında meydana gelen deprem, uyuyan devin uyandığını bize hatırlattı. Bir fay sisteminde kırılma yaşanması durumunda tehlikenin en yoğun olduğu yer, fayın diğer iki ucudur. Bu ne demek? Pütürge’den güneye Sincik, Gölbaşı’na doğru olan kısmın eli kulağında demek, yırtılma başladı demek, burası topun ağzında demek. Bir de Kuzey Doğu’ya doğru, Sivrice’den Palu’ya doğru uzanan Palu-Hazar segmentinde 6-6,5 büyüklüğünde deprem yaratabilir demek.
Prof. Dr. Pampal, Tuz Gölü Fayı’nın Ankara Haymana’ya kadar uzandığını ifade ederek, bu fayın Ankara ve çevre iller için büyük risk oluşturduğunu aktardı. Prof. Dr. Pampal, “Ankara ciddi tehlike altında. Ankara’da deprem olmaz, deprem riski düşük zannediliyor, aslında son derece yüksek deprem tehlikesi altında olduğunu, risklerin daha da büyük olduğunu bilmemiz gerekiyor” ifadelerinde bulundu.
Kaynak: DHA
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.