İlk olarak Aralık 2019’da Çin’in Hubei eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle dünya genelinde 1 milyondan fazla insan hayatını kaybetti, 35 milyonu aşkın insan ölümcül salgına yakalandı. Koronavirüse karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmaları devam ederken, İngiltere‘de salgınla ilgili yeni bir araştırma yapıldı. University College London (UCL) tarafından yapılan bir araştırma, insanlarla temas halinde olan 26 hayvan türünün koronavirüse yakalanma riskine açık olduğuna işaret ediyor.
Uzmanlar, bunun hayvan türlerinin nesli için tehdit oluşturabileceği gibi, bu hayvanların bir “virüs rezervi”ne dönüşebileceği ve sonradan insanlara virüs geçirebileceğini söylüyor.
Koronavirüs salgınının yarasalar arasında başladığı ve daha sonra muhtemelen karıncayiyenlerden insanlara geçtiği düşünülüyor. Salgının başlangıcında Hong Kong’da bir köpeğin “hafif koronavirüs belirtileri” göstermesi endişeye neden olmuş ancak sonradan uzmanlar, evcil hayvanların bir enfeksiyon kaynağı olabileceğine ilişkin kanıt bulunmadığını açıklamışlardı.
New York’taki Bronx Hayvanat Bahçesi’nde bakıcısından hastalık kapan bir kaplanın koronavirüs testi pozitif çıkmıştı. Ancak uzmanlar, hayvanların koronavirüs kapması konusunda “toplu bir histeri” yaşandığını söylemişlerdi.
Bununla birlikte UCL’in araştırması insanlarla düzenli olarak temas halinde bulunan hayvan türlerinin riske açık olduğunu gösteriyor.
Koronavirüs hücrelere, dikensi proteinlerinin ACE2 reseptörlere tutunmasıyla giriyor. UCL ekibi, mevcut bulgular ışığında, virüsün hayvanlara ACE2’ye bağlanmadan giremeyeceğine inanıyor. Araştırma ekibi bu nedenle 215 hayvandaki mutasyonları inceledi. Bu mutasyonlar, reseptörlerin insanlardaki versiyonlarından farklı olması ve virüsün dikensi proteiniyle reseptör arasındaki bağlanma istikrarının zayıflaması anlamına geliyor.
Sonuçları bilim dergisi Scientific Reports’ta yayımlanan araştırmaya göre koyun, şempanze, goril, orangutan ve cüce şempanzelerde virüsün dikensiproteini ile bu türlerin ACE2 reseptörleri insanlardaki kadar güçlü bir şekilde bağlanabiliyor.
Uzmanlar bununla birlikte bunun bazı türler için tamamen hipotezden ibaret olduğunu vurguluyor ve örneğin koyunlardaki enfeksiyon riskine özel bir çalışma yapılmadığını sadece dikensi proteinin, reseptöre tutunmasının incelendiğini söylüyor.
Raporun yazarı Prof. Christine Orengo, “Hangi hayvanların enfeksiyon riskine açık olduğunu görmek için deneysel olarak incelenen hayvanların ötesine bakmak istedik” dedi. Prof. Orengo, tezleri için daha fazla araştırma yapılması ve bu hayvanların gözlemlenmesi gerektiğini belirtti.
Orengo şöyle konuştu:
“Salgın riskine açık olduğunu belirlediğimiz hayvanlar, soyu tehlikede olan hayvanları ya da çiftçilerin geçim kaynaklarını tehdit edebilir. Bu hayvanlar ayrıca vizon çiftliklerinde kanıtlandığı gibi bir virüs deposuna dönüşüp hastalığı insanlara bulaştırabilir.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.