Bütün sokaklar 1 Mayıs alanıdır

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen: 1 Mayıs’ta her mahalleyi 1 Mayıs meydanına çevirmek üzere hareket edeceğiz. 1 Mayıs’ta herkesi evin önünde, mahallesindeki parkta bir araya gelerek sesini yükseltemeye çağırıyoruz. Salgın boyunca işçiler hiçbir korumaları olmadan işe gitmeye devam etti, bugün de süreç böyle işletiliyor. İşçiler, emekçiler her gün işe gitmeye devam ederken, sömürü katmerleşirken 1 Mayıs yasaklanamaz. Biz bu yasakları tanımayız.

Gökay Başcan

Salgını bahane eden iktidarın toplumsal muhalefet üzerinde baskı kurma çabalarının sürdüğü bir iklimde 1 Mayıs’a gidilirken solun bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği merak konusu. “1 Mayıs’ta gün boyunca herkesi bulunduğu apartmanın, evin önünde, mahallesindeki bir köşede, parkta, bahçede bir araya gelerek halkın sesini yükseltemeye çağırıyoruz” diyen SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen’le muhalefete yönelik baskıları ve 1 Mayıs sürecini, muhalefetin nasıl bir yol izlemesi gerektiğini konuştuk.

1 Mayıs yaklaşırken yalnızca sokağa çıkma yasağı değil pankart, afiş, bildiri yasakları art arda geliyor. Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son günlerde iktidar bir pankart savaşı yürüttü. Ardından da 1 Mayıs’ları yasaklamakla kalmayıp, afiş, bildiri, pankart asmayı da yasaklama kararı aldı. Bu kararlar açık ki muhalefetin toplumsal damarlarını kesmeye yönelik bir hamledir. Halihazırda parlamentoyu işlevsizleştiren, hükmü olmayan bir söz düellosu alanına çeviren rejim, toplumsal muhalefet alanını da kuşatarak muhalefeti ve halkı tümüyle susturmaya çalışıyor.

Bu kararların salgınla hiçbir ilgisi yok. Salgın boyunca sorumsuz davranan tek odak iktidarın kendisi oldu. Salgının pik yapmasında AKP kongrelerinin çok önemli bir payı olduğu ortada. Tüm iktidarlar salgını, otoriterleşmenin derinleştirilmesinde bir fırsata dönüştürüyor. Hayatın akışının kesintiye uğradığı bu dönemde, zaten doğal olarak sınırlanmış olan iletişimi tümüyle kesmek üzere adımlar atıyor. Bu hamleler geçici bir tedbir olarak da görülmemeli, toplumsal yaşamın her alanında yeni bir denetim sistemini kalıcılaştırmak üzere planlar yapılıyor. Derinleşen kriz ortamında halkın sorunlarına yanıt veremeyen, emeğiyle geçinen çoğunluğu açlığa ve sefalete mahkûm eden iktidar, bu tür baskılarla ülkeyi idare etmeye çalışıyor. Salgın boyunca işçiler hiçbir korumaları olmadan işe gitmeye devam etti, bugün de böyle. İşçiler, emekçiler her gün işe gitmeye devam ederken 1 Mayıs yasaklanamaz, biz bu yasakları tanımayız.

BİNANIN ÖNÜ DAHİ 1 MAYIS ALANIDIR

Peki SOL Parti, 1 Mayıs yasaklarına karşı ne yapacak?
Sadece bu yasaklardan hareketle değerlendirmemek gerek; genel anlamda faşist baskının yoğunlaştığı bir rejimde muhalefetin yeni yollar bulmasına ihtiyaç var. Bu muhalefetin kalbi daha önce de ifade ettiğimiz üzere parlamentoda değil, hayatın içinde atıyor. İktidarın baskı ve denetimlerinin de yetmeyeceği bir muhalefet; hayatın her alanına yayılmış, mahallede, okulda, iş yerinde yani sokağın her noktasında hayata geçirilebilecek bir muhalefettir. İşte pankart savaşındaki acizlikte de görüyoruz ki parti binasına asılan pankartlar vinçlerle sökülürken yanı başındaki sokaklara onlarcası asılıyor. 1 Mayıs’ı da bu anlayışla örgütleyeceğiz, hep birlikte her yerde olacağız.

Bu muhalefet aynı zamanda örgütlü bir toplum hedefinin de bir parçası olarak görülmeli. Bugün muhalefet birikiminin çoğunlukta, AKP ve MHP’nin ise azınlıkta olduğu bir gerçek. Ancak, muhalefet birikimi dağınık ve örgütsüz. İnsanların yaşadığı sokakta, mahallede, çalıştığı iş yerinde, okulunda, yani bulunduğu her yerde örgütlü kolektiflere dönüşmesi için, yaygın bir muhalefet için mücadele etmeliyiz. Bizce, Türkiye’yi değiştirmenin, gerçek bir toplumsal dönüşüm yaratmanın yolu da buradan geçiyor. O yüzden şimdi her yeni baskı karşısında dert yanmanın değil, bunu aşmanın zamanı ki 1 Mayıs’ta da bunu göstereceğiz. 1 Mayıs’ta sokaklarda olacağız, her mahalleyi bir 1 Mayıs meydanına çevirmek üzere hareket edeceğiz. 1 Mayıs’ta gün boyunca herkesi bulunduğu apartmanın, evin önünde, mahallesindeki bir köşede, parkta, bahçede bir araya gelerek halkın sesini yükseltemeye çağırıyoruz.

1 MAYIS YENİDEN KURULUŞ İÇİN ÇAĞRIDIR

Bu yıl 1 Mayıs’ta çağrınız ve vermek istediğiniz mesaj ne olacak?
1 Mayıs emekçi halkın var olan düzene karşı topyekûn itirazlarının dile getirildiği bir gündür. İçinden geçtiğimiz dönemin temel özelliği de çürümüş kapitalizmin köklü bir sorgulanmasının ortaya çıkmaya başladığı bir dönem. Ülkemiz özelinde de AKP ve MHP’nin iflas ettiği, toplumun değişim aradığı bir süreçteyiz. Bu değişimin, düzen muhalefetinin izlediği siyasetlerle verili düzenin bir biçiminden öteye gitmeyeceği de ortada. Bunu başarmak ise ancak emekçilerin siyasete örgütlü müdahalesi ile mümkün olabilecek. İşçi sınıfının kazanım elde edebilmesi, demokrasi ve özgürlük alanlarının genişleyebilmesi, laikliğin ve bağımsızlığın savunulabilmesi tarih boyunca sınıflar mücadelesinin bir sonucu olarak gerçekleşmiş, toplumsal mücadelelerin eseri olmuştur. Bugün de böyle olacak.

1 Mayıs, Türkiye’nin yeniden kuruluşu için de bir çağrıdır. Bugün, ülkenin tek adamın yetkilerine dayanılarak sermayenin, emperyalizmin hizmetine sokulduğu ve gericiliğin her gün koyulaştığı karanlığa karşı emekçilerin laik ve bağımsız Cumhuriyet’ini kurmak için mücadele çağrısını ülkenin her sokağına taşıyacağız.