Anayasa Mahkemesi’nin “Karayollarında toplantı ve gösteri düzenlenemez” kararını iptal etmesine tepki gösteren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eylül ayının ortasında Anayasa Mahkemesi Başkanı’na Zühtü Arslan‘a “Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Anayasa Mahkemesi Başkanı’na söylüyorum kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım sen var mısın?” demişti. AYM Başkanı Zühtü Arslan ise bu sözlere Mevlana’nın eseri Mesnevi’den alıntı yaparak “İnsan, dilinin altında gizlidir. Bu dil, canın kapısına perdedir” diyerek cevap verdi.
Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun kabulünün 8. yılı nedeniyle, “İnternet Çağında Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması” konulu sempozyum düzenlendi. Sempozyumun açılış konuşmasını yapacağı duyurulan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, kayınpederi Derviş Tarakçı’nın vefatı nedeniyle açılışa katılamadı.
Başkan Arslan isim vermeden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerine şu şekilde cevap verdi “Daha önce birçok kez ifade ettiğim gibi yargı kararlarının eleştirilmesi de ifade özgürlüğü kapsamındadır. Yargı kararları, özellikle Anayasa Mahkemesi kararları, kutsal metinler değildir. Eleştirilebilir, dahası eleştirilmelidir. Bundan en fazla kurumsal olarak kararları eleştirilen yargı kurumu faydalanır.
Birincisi herhangi bir metni eleştirmek için öncelikle onu okuyup anlamak gerekir. Bu yargı kararları için de geçerlidir. Daha kararın gerekçesi bile yayımlanmadan tamamen varsayımlar üzerinden yapılan veya yayımlandıktan sonra okunmadan yöneltilen eleştiriler kamuoyunu yanlış bilgilendirme ve yönlendirme sonucunu doğurmaktadır. Kararlara yönelik bazı eleştirilerden görüyoruz ki kararlarımız okunmadan, bazen de okunduğu halde yeterince anlaşılmadan eleştirilmektedir. Halbuki sağlıklı bir eleştiri, okumayı ve okunanı doğru anlamayı gerektirmektedir. Aksi takdirde kararda söylenmeyenler, söylenmiş gibi gösterilebilmektedir.
İkinci olarak eleştirinin eleştirilenler bakımından etkili ve faydalı olabilmesi büyük ölçüde kullanılan üsluba bağlıdır. Çoğu kez ‘nasıl’ söylediğiniz, ‘ne’ söylediğinizin önüne geçer. Hiç şüphesiz üslup ya da ifade tarzı da ifade özgürlüğünün güvencesi altındadır. Elbette herkes dilediği üslubu tercih etmekte serbesttir. Ancak yargı kararından ziyade kararı verenlere odaklanan ve eleştiri ötesine geçen ifadelerin fayda getirmeyeceği, zira eleştiriyi mecrasından uzaklaştıracağı açıktır.”
Zühtü Arslan, kullanılan dilin kimliği ve kişiliği yansıttığını, Mesnevi’de Mevlana’nın, “İnsan, dilinin altında gizlidir. Bu dil, canın kapısına perdedir. Bir rüzgar perdeyi savurunca, evin içindeki sır bize aşikar olur.” dediğini aktardı.
Arslan, sözlerini şu şekilde noktaladı “Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın ve kanunların kendisine verdiği görev ve yetkiler kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel hak ve özgürlükleri güvenceye alan demokratik hukuk devleti niteliğini korumaya çalışıyor. Görevini en iyi şekilde yerine getirmek için de çaba gösteriyor. Bu vesileyle buradan kamuoyuna bir çağrıda bulunmak istiyorum. Anayasa Mahkemesi’ne katkı yapmak istiyorsanız, lütfen kararlarımızı eleştirin. Eleştirileri gerçekten dikkate alıyor ve değerlendiriyoruz.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.